Rusya Ekonomi Yüksekokulu Politika Bilimi Anabilim Dalı öğretim görevlisi Grigoriy Lukyanov, Sputnik’e açıklamasında, Avrupa ülkelerinin boş durması yüzünden Libya’daki çatışmanın Akdeniz yönünde genişlediğini belirterek bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:

"Bu çatışma Libya sınırlarını aştı, çünkü çok sayıda dış aktör dahil oldu, örneğin BAE, Katar, Mısır. AB’nin Libya krizi konusunda ortak, konsolide bir duruşa sahip olmaması onlara özgü bir durum. İtalya ve Fransa, Libya krizinin çözümüne en çok ilgi duyan iki ülke. Ama bu ülkeler, farklı yöntemlere başvuruyor ve bazen tehdit yolunu seçiyorlar. Sonuç olarak çatışma Akdeniz yönünde genişlemiş oldu."

AB’nin, Libya krizinin çözümü yönündeki eylemlerinin başarılı olmadığını kaydeden uzman, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Avrupa, bu bölgeyi saran kriz ve tehditlerle baş etme konusunda tam bir çaresizlik sergiledi. Sınır suçunun güçlenmesi, Mağrip el-Kaidesi’nin ve IŞİD’in güçlenmesi,  bunun, Libya’daki kırılgan devletçiliğe neredeyse bir alternatif olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, 2019’da şiddetin artması, BM Güvenlik Konseyi’nin, BM’nin Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame’nin teklif ettiği eylem planının tamamen etkisiz olduğunu sergiledi. Batı ülkelerinin, AB’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve özellikle Libya’ya yönelik iyi düşünülmemiş ve yıkıcı duruşu, bu çatışmanın ortaya çıkmasının temel nedeni."

AB’nin, Türkiye’nin Libya’daki rolünün artmasından endişe duyduğunu dile getiren Lukyanov, "AB, Moskova’nın desteğini alan Ankara’nın sadece Libya’da değil, genel olarak bölgedeki durumu değiştirebileceğinden korkuyor. Türkiye de Libya’ya bir nevi rövanş gözüyle bakıyor. Türkiye’nin Libya duruşu, daha önce Avrupa ülkelerinin hiçbir şekilde Türkiye’nin bu konudaki fikrini dikkate almamasıyla ilgilidir. Ankara ayrıca Suriye’deki deneyimini kullanıyor, AB ve NATO’nun güvenli bölge oluşturma taleplerini reddetmesini kastediyorum. AB, Akdeniz’de doğalgaz üretme planlarına Türkiye’nin engel olmasından korkuyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin daha önce Moskova’daki Libya görüşmesi gibi görüşmelerin öncüsü olmadığını söyleyen Lukyanov, "Eğer gelecekte de böyle görüşmeler yapılacaksa Libya Ulusal Ordusu’nun çıkarlarının garantörü olan Mısır ve BAE’nin davet edilmesi mantıklı olur. Ama şimdilik taraflar en uygun yol olarak askeri çözümü görüyor. Müzakerelerin başarılı olması beklenmiyor" diye ekledi.