Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanından Türkiye'ye özgü
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Türkiye'nin sağlık alanında AB ile yaptığı işbirliğine de dikkat çekti ve "Üç hafta önce aşı çalışmalarına destek olmak için bağış kampanyası düzenlenerek Avrupa Birliği'nin sponsorluğunda uluslararası bir konferans yapıldı.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir'le birlikte katıldığı Webinar'da Türkiye'nin sağlık sistemine övgüde bulundu. Pandemi sürecinde tüm dünya ile birlikte Avrupa sağlık sisteminde de büyük sıkıntılar oluştuğunu belirten Berger, "Türkiye bu anlamda çok iyi bir örnek oldu. Türkiye'nin çok sağlam ve güçlü bir sağlık sistemi var ve hastaları çok rahat bir şekilde sindirebildi. Bu başarılı sistem sayesinde dünya ile karşılaştırdığımızda Türkiye'de vefat sayısının düşük olduğunu görüyoruz" dedi.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Türkiye'nin sağlık alanında AB ile yaptığı işbirliğine de dikkat çekti ve "Üç hafta önce aşı çalışmalarına destek olmak için bağış kampanyası düzenlenerek Avrupa Birliği'nin sponsorluğunda uluslararası bir konferans yapıldı. Bu kampanyaya Cumhurbaşkanı Erdoğan da video göndererek konuşma yaptı. Türkiye aynı zamanda aşı bulma çalışmalarının finansmanına destek oldu. Bunun için de teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Bu sürecin ekonomiye olumsuz etkileri olduğuna dikkat çeken Berger, "Bu süreci atlatarak toparlanmaya çalışıyoruz ama AB'de ilk kez eksi büyüme görülecek. Ayrıca Türkiye gibi ortaklaşa çalıştığımız ülkelerde de bunu görüyoruz. Özellikle ticaret alanında önceki rakamlara göre çok ciddi bir düşüş görüyoruz. Yani Avrupa Birliği içerisinde ticarette yüzde 10-16 düşüş bekleniyor. Aynı şeyi Türkiye için de söyleyebiliriz. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımcı ve sermaye akışı uygulamalarının da azaldığını görüyoruz. Bunun sonuçları olarak da maalesef işsizlik oranları artıyor" diye konuştu.
AB'nin bu sürecin atlatılmasıyla ilgili çalışmalarına da dikkat çeken Berger, "Bu noktada AB "Yeni Nesil Avrupa" denen bir inisiyatif ortaya koydu.
Yaklaşık 4 trilyon Euro'luk finansal destek paketi açıklandı. Bunlardan bir tanesi Avrupa Merkez Bankasının satın alma programı. Özellikle hem özel hem de devlet tahvillerinin satın alınması ve KOBİ'lere Avrupa Yatırım Bankası tarafından destek olunması. Aynı zamanda ulaşım, havayolları gibi alanlara destek verilmesi ve Avrupa Birliği'nin bütçe açığı kurallarının biraz daha hafifletilmesi gibi unsurlar var. Ayrıca bu süreçten önce açıklanan daha ekolojik sanayiye daha ekolojik ulaşım daha ekolojik enerji amaçlayan Yeşil Anlaşma programı var. Gerçek anlamda yeşil ekonomik büyüme için yeşil anlaşma çok önemli" diye konuştu. Berger, bu süreçte yoğun olarak yaşanan dijitalleşmenin de yeşil anlaşmanın en önemli unsurlarından biri olduğuna dikkat çekti.
Türk şirketlerinin Avrupa'nın üretim tedarik zincirinin önemli bir parçası olduğunu da belirten Berger, bu süreçte üretim hatlarının bir kısmının Türkiye'ye taşınmasının söz konusu olabileceğini vurguladı.
Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi konusuna da değinen Berger, "Avrupa Komisyonu üye ülkelere Gümrük Birliğinin incelenmesi için teklif götürdü ama bir takım sebeplerden dolayı henüz bu konuda üye ülkelerden onay gelmiş değil. Eğer Gümrük Birliğini güncelleyecek olursak, bu her iki taraf için de kazan kazan olmalıdır. Ayrıca Gümrük Birliği ile ilgili son yıllarda birtakım zorluklar ve sorunlar yaşandı ve bunların da ele alınması gerekiyor" dedi.
Avrupa iş dünyasının Türkiye'nin değişikliklere ve zorluklara adapte olmasında ne kadar esnek olabildiğini bildiğini de ifade eden Berger, "Dolayısıyla mevcut fırsatları da yakalamayı bilmeliyiz. Türk KOBİ'leri dijitalleşmeye de çok ilgi gösteriyor. Bu krizin ortaya çıkmasıyla birlikte özellikle şirketlerin bu konuyla çok ilgilendiğini gördük. Genel olarak diyebilirim ki Türk sanayisi, Türk İş Dünyası mevcut krizin sınamalarına yanıt verebildi. Bu gerçekten oldukça önemli. Türkiye ve Avrupa'daki iş dünyaları arasında ilişkiler devam edecek ve umuyoruz ki bu KOVİD-19 krizini aştıktan sonra daha sürdürülebilir bir geleceğe kavuşmuş olacağız" diye konuştu.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir de, AB ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi hakkında bilgi verdi ve şöyle devam etti: "27 Avrupa Birliği ülkesi ile olan dış ticaret hacmimiz 2019 yılında 144,7 Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Birlik ile olan ihracatımız 76,7 Milyar ABD Doları, ithalatımız ise 67,9 Milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. AB bu rakamlarla, 2019 yılında toplam ihracatımızın yüzde 43,7'sini, ithalatımızın ise yüzde 32,3'ünü teşkil etmiştir. 2020 yılı ilk 5 ayında AB ile olan ihracatımız 26,9 Milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup ihracatımızın 23,6 Milyar ABD Dolarlık kısmını sanayi ürünleri ihracatı oluşturmuştur. Ankara ili rakamlarına baktığımızda da, Avrupa Birliği ülkelerinin toplam ihracattaki payının yüzde 36 olduğunu görmekteyiz. Bu sürecin olabilecek en az zararla atlatılmasında, birlik işletmeleri ile ülkemiz işletmeleri arasında işbirliklerinin artırılması yoluyla ekonomilerimizin canlandırılması önem arz etmektedir.
Ayrıca, ülkemiz ile AB arasında tesis edilmiş olan Gümrük Birliğinin güncellenerek daha işler hale getirilmesi, artık bir zorunluluk haline gelmiştir."
Özdebir, bu süreçle birlikte iş yapma şekillerinin de değişmeye başladığına dikkat çekerek, "Bu bağlamda Ankara Sanayi Odası olarak Mc Kinsey ve UNDP ile beraber Endüstri 4.0'la ilgili işletmelerimize eğitim vermeye başladık ve çok çarpıcı sonuçlar da elde ettik. Ankara Sanayi Odası olarak Avrupa İşletmeler Ağı'nın da üyesiyiz. Mümkün olduğu kadar Kobi'lerimizi Avrupa Birliğindeki diğer KOBİ'lerle tanıştırmak birbirleriyle iş yapmaya zorlamak için de çabalar sarf ediyoruz" dedi.
Özdebir, bu sürecin olumlu bir yanının doğanın kendisini yenileme fırsatı bulması olduğunu da vurgulayarak, "Aslında bu konunun üzerinde durulması lazım. Avrupa yeşil mutabakatı 2050 bu anlamda son derece önemli bir karar.
Türkiye olarak da biz gerek ağaçlandırma konusunda gerekse yenilenebilir enerji kaynakları konusunda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Oldukça da iyi bir konuma geldiğimizi tahmin ediyorum. Önümüzdeki dönemde yeni açılacak hidroelektrik santraller ile birlikte daha da iyi bir konuma geleceğimize inanıyorum. Çevreyi korumamız ve Avrupa'nın bu dünyayı, insanlığı, çevreyi koruma yaklaşımının, önümüzdeki dönemde rekabetin şekillendirilmesi açısından da önemli bir avantaj sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.