Uzm. Dr. Oğuz Küçükçakır, “Öncelikle el yıkamanın çok önemli olduğu bu dönemde ellerimizi saf sabunla ya da nemlendirici etkili, katkı maddesi içermeyen cilt yapınıza uygun dermatoloğunuzun önerdiği el, yüz ve vücut yıkama ürünleri tercih edilmelidir. Özellikle alerjik bünyeli kişilerde uygun olmayan ürünlerle çok sık el yıkamak ve sonrasında cildine uygun nemlendirici ürün kullanmamak, cillte aşırı kuruluk, kızarıklık, pullanma ve en nihayetinde egzama, sedef, gibi cilt hastalıklarının oluşmasına veya alevlenmesine neden olacaktır.
Bir de üzerine uzun saatler boyunca tutulan oruç eklenince cildimizdeki hasarın boyutunda artış olabilir. Aslında tüm bu zararlı etkilerin oluşmaması mümkündür ve bu zorlu süreci cildimizin sağlığı açısında lehimize çevirmek de tabi ki mümkündür. Kişinin yağlı bir cildinin olması, nemlendirici kullanılmasına gerek olmadığı anlamına gelmemektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; her cilt tipi için en uygun ürünlerin kullanılmasıdır. Kuru ciltler için kremler, yağlı ciltler için ise yağ oranını dengeleyen nemlendiriciler önerilmektedir. Nemlendirici ürünler; su moleküllerini cildin en alt tabakalarına kadar taşıyarak, derinlemesine nemlendirmeyi sağlamaktadır. Doğru nemlendirici seçimi için dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır’’ dedi.
Cilt, saç ve tırnak sağlığınız için bu gıdaları tüketin
Öncelikle sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmak ve cilt, saç ve tırnak hastalıklarından korunmak için ramazan ayında yenilen gıdalara çok dikkat edilmesi gerektiğini belirten Küçükçakır, ‘’Protein ağırlıklı gıdalar ve biotinden zengin yumurta, beta karoten, selenyum, C ve E vitaminlerinden zengin beslenilmeli; bolca yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, zencefil kökü, sarımsak kırmızı lahana, ıspanak, pazı, havuç, kırmızı biber, soğan, domates gibi sebzeler; fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar; yulaf ezmesi, kabuklu pirinç gibi tahıllar; böğürtlen, yaban mersini, elma ,kiraz,siyaherik,ahududu,kızılcık,çilek,avokado,portakal,kırmızı üzüm gibi meyveler tüketmeliyiz.
Omega-3 yağ asitlerinden EPA güneş ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanmasını ve var olan yaşlanma izlerini azaltır. En zengin Omega-3 kaynakları ise uskumru, hamsi levrek ve somon balıklarıdır. İftarda zor da olsa (Glikolik asit, AHA gibi) şeker ve şekerli yiyecek ve içecekten uzak durulmalıdır. Tabi ki bu pandemi sürecinde bu ürünlerin tedariki sırasında hijyen kurallarına uymayı unutmamalıyız’’ dedi.
Uzm. Dr. Oğuz Küçükçakır, ‘’Su, sağlıklı ve ışıltılı bir cilt için en gerekli maddelerin başında gelir. Oruçlu geçen süre uzadıkça vücudumuz da susuz kalmaktadır. Sonucunda cildimizde kuruma, ince kırışıklıklar ve sarkmalar oluşmaya başlamaktadır. Göz çevresinde bu olumsuz değişiklikler daha belirgin gözlenmektedir. Bu sebeple öncelikle orucu açarken, takiben yemekten 45 dakika sonrasından yatana kadar ve sahur vaktinde mümkün olduğunca kaliteli kaynak suyu içilmeli ve iftarla sahur arasında ortalama 1,5-2 litre su tüketmek çok önemlidir.
İftar ile sahur arasındaki dönemde kahve ve çay tüketiminde de aşırıya kaçmamalı ve içtiğiniz her çay veya kahveden sonra ekstra su tüketmeniz, vücudunuzun su kaybının engellenmesi açısından gerekmektedir. Oruçlu dönemde kaybedilen mineral açığını da iftar sonrası içilecek 1-2 bardak soda ile giderebilmek mümkündür. Son olarak yeterli uyku, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak hem genel sağlığımız hem de cilt sağlığımız için ilk yapmamız gereken önlemlerdir’’ dedi.