Diyarbakırlı bir ailenin çocuğu olarak Ankara’da doğan voleybolcu Helin Kayıkçı, hedefi doğrultusunda yürümeye karar vererek İstanbul’un yolunu tuttu. 14 yaşında olan ve 2 yıl önce İstanbul’a gelerek Galatasaray Kulübü’nün bünyesine giren Kayıkçı, aldığı kararlarda aştığı zorlukları anlattı. Diyarbakırlı bir ailenin çocuğu olduğunu ifade eden genç sporcu, “Bizim oralarda spor geleneği pek yoktur.
Özellikle de bir kız çocuğunun voleybol oynaması pek hoş karşılanmaz. Benim hikayemde de böyle olmuştu. Biz Ankara’da yaşıyorduk. Ablamın okul takımı ile başladığı voleybol sporuna ben de heves etmiştim. İkimiz de voleybol oynuyorduk. Aslında bunda hiçbir sorun yoktu, sorun sadece bilinçaltıydı. Diyarbakır’a her gidişimizde bana köydeki çocukların ‘Baban voleybol oynamana kızmıyor mu?’ ya da ‘Voleybol oynarken şort giymene nasıl izin veriyorlar?’ gibi sorular soruyorlardı. Bu sorular bana çok garip gelirdi çünkü babam hiçbir zaman bu konuyu açmamıştı bile.
Yaşım büyüdükçe anlayabildim bu soruların nedenlerini ve hep düşündüm bu kadar küçük yaştaki çocukların nasıl bu kadar ince şeylere takılıyor oluşunu. Aslında, her şey sadece bilinçaltındaki tabulardı. Altı yıllık bir voleybol geçmişim var ve bu altı yıl içinde en az 6 kez memleketime gitmişimdir. Ama o 6 yılda o çocuklardan gelen soru hiç değişmedi. İlk başlarda ‘bilmem’ diye cevap verdiğim sorulara artık ‘voleybol şorttan ibaret değil’ cevabını veriyorum” diye konuştu.
“Her kız çocuğunun hedefini gerçekleştirme gücü var”
Voleybolda ilerlemek için artık İstanbul’a gitmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Helin Kayıkçı, “En sıkıntılı taraf buydu aslında. Acaba akrabalarım bu durumu nasıl karşılar diye düşündüm. Tek başına yaşamanın zorluğunu düşündüm. Ancak öyle bir babaya sahiptim ki, tek bakışıyla bana ne kadar güvendiğini anlatırdı bana. Kendimi çok şanslı hissederdim ve bendeki bütün korku giderdi o an.
Tek kelime edecek akrabaya rest çekecek kadar da desteklerdi beni. Babamdan korktukları için hiçbir şey diyemediler bana ama beni ne kadar çok sevseler de bilinçaltlarında her zaman hata yapmış bir kız çocuğu olarak kalmıştım. İstanbul’a gittiğimde bir korkum daha vardı; acaba ayrımcılık ve ırkçılık olur mu diye düşünüyordum. İlk başlarda Diyarbakırlıyım demeye bile çekinmiştim ama o kadar güzel bir kulübe gelmiştim ki en küçüğünden en büyüğüne kadar bir aile gibiydik.
Galatasaray camiasının içine girdiğimde bütün korkularım bitti. Benim her zaman bir sürü hedefim ve hayalim oldu. Çok iyi bir voleybolcu olmak, Ay-Yıldızlı formayı giymek ve Amerika’da voleybol bursu ile eğitim görmek gibi birçok hedefim var. Çünkü ben her zaman, bir kız çocuğunun hedeflediği ve sevdiği her şeyi yapabilecek güçte olduğuna inandım. Yeter ki buna izin verilsin” açıklamasını yaptı.