İstanbul’da yaşayan Kastamonulu Şerife Kuyucu’nun (57) 1,5 yıl önce boynunda tümör oluştu. Üniversite hastaneleri dahil birçok hastaneye başvuran Kuyucu, tümöre çare bulamadı. Daha sonra internette Lokman Hekim Van Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil Başel’e ulaşan Kuyucu, yapılan başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Lokman Hekim Van Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil Başel, hastanın boynunda yaklaşık 9 santimlik bir tümörle geldiğini ifade ederek, “Hastalarda bu tümörün baskısına bağlı yutma güçlüğü ve ses kısıklığı olabiliyor. Riskli bir ameliyattı ve bizleri de çok zorlayan bir tümördü. Yaklaşık 4 saat sürdü ve uzun zamandır bizi en zorlayan ameliyatlardan biri oldu. Ama Allah’a şükür tümörü tamamen temizledik. Hastamız sağlığına kavuştu. Bu ameliyatların en basit yan etkileri, sesin etkilenmesidir, o bile etkilenmedi. Şu anda hastamız oldukça iyi. İnşallah iki gün sonra taburcu edeceğiz” dedi.
“Hastamız bize İstanbul’dan geliyor”
İstanbul’un; dünyanın sayılı sağlık merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Başel, “Hastamız bize İstanbul’dan geliyor. Dünyanın birçok ülkesinden insanlar İstanbul’a tedaviye geliyorlar. Hastamız İstanbul’dan gelirken akrabaları ‘Herkes İstanbul’a gelirken siz neden Van’a gidiyorsunuz’ diye yadırgamışlar. Hastamız ise araştırmış ve daha önce tedavi ettiğimiz hastalarla görüştükten sonra bize geldiler, tedavi oldular ve oldukça memnun kaldılar” ifadelerini kullandı.
“Van, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri”
Şahdamarı tümörü ameliyatını Türkiye’de en çok yapan hastane olduklarına değinen Başel, “Şu anda şahdamarı tümörü ile ilgili Türkiye’de en büyük sayıya sahibiz. Yaptıkça da kendimize özgüvenimiz artıyor. Şu anda Türkiye’nin her yerinden İzmir, İstanbul, Ankara, Çorum, Kayseri, Konya’dan hasta geliyor. Bugüne kadar 200’e yakın bir rakama ulaştık ve hiçbir sorunla karşılaşmadık. İnşallah bu şekilde devam eder” dedi.
Van’da son yıllarda sağlık konusunda ciddi gelişmelerin olduğuna vurgu yapan Başel, “Van, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri. Sağlık konusunda da ciddi gelişmeler var. Bundan 15-20 yıl önce şartlar çok farklıydı ama şu anda bölgede bir merkez olma konumunda. İnşallah bu daha da ilerler” diye konuştu.
"Annemin boynundaki kitle gitgide büyüyordu"
Şerife Kuyucu kendisini iyi hissettiğini ve Halil Başel’e teşekkür ettiğini belirtirken, oğlu Zafer Kuyucu ise annesinin 1,5 yıl önce hastalığının başladığını dile getirerek, İstanbul’da en çok bilinen vakıf ve üniversite hastanelerine gittiğini ancak bir çözüm bulamadığını söyledi. O dönemlerde annesinin boynundaki tümörün 5 santim olduğunu ifade eden Kuyucu, “Her gittiğimiz hastanede tedavileri oldu ama sonucuna varamadık. En bilinen ve çok rağbet görülen hastanelere gittik. Oradaki doktorlar bile ‘Ameliyat yaparız ama ameliyat yaparken kitleyi alabilir miyiz alamaz mıyız?’ diyorlardı. Bu soru işaretiydi.
Bu böyle olunca biz ameliyat olmamaya karar verdik. Tabi bu süreç içerisinde annemin boynundaki kitle git gide büyüyordu ve buraya gelirken 9 santimi geçtiği söylendi. Biz Van’a gelmekle çok doğru bir karar aldığımıza karar verdik. En son İstanbul’daki bir üniversite hastanesinde bize ‘Ameliyat yapacağız ama ameliyat yaparken kola giden sinirleri alabilir miyiz alamaz mıyız, ona bakacağız’ dediler. Ben şu konunun üstünde durmak istiyorum. Biz Halil Hoca ile 20 gün içerisinde hem tanıştık hem tedavi süreci oldu. Şu beni çok etkiledi.
Hiçbir doktor kimseye özel numarasını vermez. Ben hastaneyi aradığım zaman asistanı bana numarasını verdi. Ayrıca Halil Hoca kendisine gönderdiğimiz hasta evraklarına baktıktan sonra akşam bize geri dönüş yaptı. Bu bizi çok etkiledi. Halil Hoca gibi hocalar çok olsa insanlar mağdur olmazlar” dedi.
“Sağlıkta doğu ile batı arasında fark kalmadı”
Van’a gelmeye karar verdiklerinde tüm akrabalarının kendilerini yadırgadığının altını çizen Kuyucu, “20 gün içerisinde Van’a gelmeye karar verdik. Van denildiğinde oradaki tüm akrabalarımız ‘İstanbul varken Van ne alaka’ dediler. Demek ki şehirleri şehir yapan kendisi olmadığı gibi hastaneleri de hastane yapan oradaki doktorlardır. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Bize çok güzel moral verdi.
Bütün doktorlar ‘alabiliriz, alamayız’ derken, Halil Hoca ise ‘kendime çok güveniyorum’ dedi. Hatta annem ameliyat olmadan daha önce ameliyat olan biriyle konuştum. Bize önce Allah’a sonra Halil Hoca demişti. Bizde önce Allah sonra Halil Hoca diyoruz. Sağlık konusunda doğu batı farkı kalamadı. Bu da bizim için güzel bir mutluluk vesilesi oldu” şeklinde konuştu.