Kemal Kılıçdaroğlu o soruyu yanıtladı! Erdoğan'a neden cevap vermedi?

Kemal Kılıçdaroğlu, "Cevap vermeye değer mi? Kin ve öfkeyle devlet yönetilmez. Sana hep ‘evet’ diyen insanı dinlemesen de olur. Eğer sana biri ‘hayır’ diyorsa onu dinlemelisin" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'de Suat Toktaş'ın sorularını cevaplıyor. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satı başları şu şekilde:

1 Mayıs dolayısıyla alın teri döken, evine helal ekmek götüren bütün emekçilere saygılarımızı sunarız. Bütün sendikaların 1 Mayıs’a sahip çıkması kadar doğal bir şey yoktur. Taksim bu bağlamda önemli bir merkezdir. Zaten sokağa çıkma yasağı var kitlesel bir eylem olması imkansız. Yürüyerek gibi birkaç insan çelenk bıraksa ne olur bundan.

"HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK" 

Covid-19 aslında topluma düşünme fırsatı verdi. Oturup düşünmek zorundayız. Kuşkusuz bu düşünce sadece Türkiye’de değil bütün dünyada dünyanın bugün içinde bulunduğu durumu düşünme fırsatı yakaladılar. Hepimiz evdeyiz, eskiden ramazanda bir iftar yemeğine katılırdık. Bu süreçte ülkeyi yönetenler başta olmak üzere bütün aydınların oturup düşünmesi lazım “Hatalarımız var mı?” Ön yargılardan arınmak gerekiyor. Covid-19 sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

"SOSYAL DEVLET UNUTULDU" 

Diyorlar ki dünya daha otoriter yönetimlere teslim olacak; Trump örneği, Erdoğan örneği veriliyor. Bir başkası ise sosyal devletin önemi öne çıkacak diyor. Biz de oturup düşündük; sosyal devletin bu süre içinde unutulduğunu düşündük. Minimum maliyetle ne kadar kar elde ederiz. Fakir toplumlar daha da fakirleşti. Gelir düzeyi iyi olanlarda refah düzeyi daha da arttı. Yoksulluğun arttığı, işsizliğin arttığı, ölümlerin olduğu bir Orta Doğu, Afrika’yı düşünelim. Buralardaki insanlar bu kaostan nasıl etkileniyorlar. Kurtuluşu gelişmiş ülkelere gitmekte arıyorlar.

GÖÇ GELMESE YİNE GÖRMEZDEN GELECEKLERDİ

Irak’ta Suriye’de kan akıyordu, ölenlerin yüzde 99,9’uda Müslüman. Hiçbir zaman bu ülkelerde demokrasiyi geliştireyim diye özel bir girişimde hiç bulunmadılar. Amerika ve Rusya’da kendi karları için o ülkelere girdi. Gelişmiş ülkelerin sorumluluğu var. Kendi ülkelerine ne zaman göç geldi o zaman müdahale ettiler. Göç gelmese yine görmezden geleceklerdi. Neden bütün Müslüman ülkelerindeki üniversite sayısı ABD’deki kadar değil. Neden birdenbire kaybettik, bunları sorgulamamız lazım. Pülütokratlar diye bir grup çıktı. Patrondan daha fazla para kazanan bir sınıf ortaya çıkıyor. Bunların zenginliklerini biz nasıl az gelişmiş ülkelere kaynak olarak aktarabiliriz?

"HERKESİN BİR ARAYA GELDİĞİ BİR ANAYASA ÇIKARMAK LAZIM"

Türkiye’de anayasalar şu veya bu etki altında yazıldı. Bir uzlaşma arayamadık, buna bir türlü fırsat verilmedi. Darbelere takıldı. Buradan Türkiye’yi çıkarmak, bütün herkesin bir araya geldiği bir Anayasa ortaya çıkarmak lazım. Parlamentoda 16 madde okudum. Bir parlamentonun 100. yılında bir gelecek perspektifi çizmemişseniz siz doğru düzgün bir politikacı değilsiniz. Ben bunu çizdim.

ERDOĞAN’A NEDEN CEVAP VERMEDİ?

Biz eğer gerçekten ön yargılarımızdan arınırsak o zaman insan olmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varacağız. (Erdoğan’a neden cevap vermediniz?) Cevap vermeye değer mi? Kin ve öfkeyle devlet yönetilmez. Sana hep ‘evet’ diyen insanı dinlemesen de olur. Eğer sana biri ‘hayır’ diyorsa onu dinlemelisin. Devleti yöneten kişilerin liyakatin ne olduğunu bilmeleri gerekir. İnsana hizmet eden bir organdır devlet. En tepedeki devletin sigortasıdır. Herkesi kucaklaması gereken bir kişi, kendi partisi lehine çalışır diğerlerini, rakip görürse Cumhurbaşkanı olmaz. Erdoğan’ın konuşması sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti adına beni üzdü. Bu ülke kanla, gözyaşıyla kuruldu. Her karışında vardır.

"ERDOĞAN GİDECEĞİNİ GÖRÜYOR" 

Bir insan belli bir yere öyle gelir. Vatandaşa gidersin oy vermezse görevden ayrılırsın. Bir insan gideceğini görüyorsa, nerede hata yaptığına bakması lazım. “Benim üzerimde hiçbir şey yoktur” mantığı ile devlet yönetirse işler karışır. Erdoğan gideceğini görüyor. O yüzden “Ne yapsam da tutunsam?” diyor. Biz uyardık, “Şunu şunu yapın” dedik. Bir kısmı yapıldı ama bir kısmı da yapılmadı. Covid-19 olayı Çin’de ortaya çıktığında yapılacak ilk iş Sağlık Bakanı’nı davet edip “Siz geçen yıl rapor hazırlamıştınız gel brifing ver” demekti, yapılmadı.

"18 YILLIK AKP İKTİDARINDA YOKSUL SAYISI ARTTI" 

Cumhuriyet’in yetiştirdiği ve hepimizin gurur duyduğu bir sağlık sistemimiz var. En yetenekli doktorlar, hekimler Türkiye’de. 24 saat çalıştılar mı çalıştılar. Biz ne yaptık bunu alkışladık. Ek ödenek teklifinde bulunduk, gerçekleştirdiler. Ama kapsam dışında bırakılanlar oldu. Yoksullukla mücadele, bir ülkeyi 18 yıl kesintisiz yöneteceksiniz. İstediğiniz kanunu, kararnameyi çıkaracaksınız. 18 yılın sonunda yoksul sayısı azalmadı, arttı. Madem ki ramazandayız, bütün AKP’li kardeşlerimize seslenmek isterim; bu ülkede neden hala çocuklar yataklarına aç giriyor? Neden insanlar işsizlikten intihar ediyor?

"HÜKÜMET ÜÇ AYDA 668 KATRİLYON KULLANDI" 

2020 ilk üç ayında hükümetin topladığı verdi 176 milyar TL, 22 milyar TL dışarıdan borç, 43 milyar içeriden borç, 40 milyar TL döviz bozdu merkez. 56 milyar TL’de para bastı. Kağıt maliyeti. Bu Merkez bankasının verisi. O da yetmedi doları 7 TL’de tutmak için Merkez Bankası’nın rezervleri düştü. Elden geçen para 536 milyar TL. Toplamda eski para ile 668 katrilyon para hükümet kullandı. Yoksullara 4.4 milyar TL para verildi. Bin TL, bir sefere mahsus. Özellikle AKP’li kardeşlerim dinlesinler. Bu sürede ödenen faiz miktarı 38 milyar TL. Fakir fukaraya 4 milyar tefeciler 38 milyar veriyorsunuz. Ben bunları anlatınca yine kıyamet kopacak. Fakir fukaranın hakkını kim savunacak?