“Yüz, genital, kol, bacak gibi vücudun herhangi bir bölümünde görülebilen lenfödem, etkilenen bölgede ağırlık, gerginlik hissi, zayıflık, yorgunluk ve karıncalanma, uyuşma şeklinde belirtiler gösteriyor. Kadınlarda görülme riski erkelerden fazladır.
Hastalığın ilk evresinde istirahat ve gece şişlikte azalmalar görülür. Şişlikte iniş ve çıkışlar vardır. Kol ya da bacaktaki şişlik normal boyutuna inebilir. İkinci evrede şişlik ve sert doku yoğunluğu yaşanırken üçüncü evre artık fil hastalığı evresidir. Aşırı şişlik sertlik ve dokularda değişiklikler görmeye başlarız” dedi.
"Erken dönemde tedavi önemli"
Vücutta sıvı birikmesi sonucu oluşan şişliklerin hastanın günlük yaşamını olumsuz etkilediğine değinen Fatma Nur Yıldız, “Lenfödemli bölge enfeksiyona açıktır ve genel sağlığı etkiler. Tedavi edilmezse şişlik, sistem yetmezliği ve doku değişikliği gitgide artar. Gelişen problemler genel tedavinin başarısını olumsuz etkiler.
Bu yüzden erken dönemde tedaviye başlamak oldukça önemlidir. Manuel lenf drenajı, kompresyon bandajı, cilt bakımı ve egzersizden oluşan dört aşamalı bir tedavi yönetimi vardır. Tedavi süresi hastanın klinik tablosuna göre değişmektedir. Tedavi 10 ile 30 seans arasında sürmektedir. Her gün veya gün aşırı uygulanabilir. Ortalama 1 saat sürmektedir" diye konuştu.
"Açık ve topuklu ayakkabı giyilmemeli"
Fizyoterapist Fatma Nur Yıldız, risk taşıyan ve lenfödem gelişmiş hastaların dikkat etmesi gerekenleri de şu şekilde açıkladı; “Cilt temiz tutulmalı, kurulanmalı ve nemlendirici kremler kullanılmalı. Kesik, kedi-köpek tırmalaması, sinek-böcek sokmaları enfeksiyon ve lenf yollarının hasarına yol açabileceği için dikkat edilmeli.
Sıcak su, kaplıca suyuna maruz kalmamalı ve güneşlenmemeye özen göstermeli. Lenfödemli kol ya da bacaktan enjeksiyon yapılmamalı. Tüyler jiletle değil traş makinesiyle alınmalı. Tırnak keserken deriye dikkat edilmeli. Mutfak ve bahçe işlerinde kesi oluşmaması için eldiven kullanılmalı.
Egzersizler düzenli yapılmalı. Uçak seyahati gibi basınç farkı yoğun durumlarda bası giysisi mutlaka giyilmeli. İç çamaşırı, diğer giysiler ve takılar ciltte iz yapacak kadar sıkı olmamalı. Sandalet gibi açık ve topuklu ayakkabı giymemeli. Ağır eşyalar taşımamalı. Tekrarlı ve sabit pozisyon ve hareketlerden kaçınılmalı. Kimyasallar lenfödemli bölgelerden uzak tutulmalı ve uygulanmamalı.”