Mustafa, gençlik çağında Mustafa Kemal, daha sonra ise Mustafa Kemal Atatürk olacak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atacaktır. Öğrenim gördüğü okullar, girdiği savaşlar, aile hayatı, askeri yaşamı, rütbeleri ve pek çok alanda edindiği deneyimler hakkında net bilgiler mevcuttur. Atatürk’ün hayatı hem yükselişi hem de zorluklar karşısında alınan kararların geleceğe olan etkisini doğrudan gösteren bir yapıya sahiptir.
Risk almaktan kaçınmayan, cesur ve üstlerine karşı dahi düşüncelerini çekinmeden söyleyebilen bir asker olarak yaşamını sürdürmüştür. Görevden alınacağını anladığında istifa eden ve hedefine sivil bir vatandaş olarak devam etmeyi göze alan karaktere sahiptir. Selanikli Mustafa, 57 yaşına dek, Türk milletinin kaderini tayin eden önemli bir figür haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Okuduğu Okullar
Mustafa, çocukluk döneminde hem annesi hem de babası tarafından fikir ayrılığı oluşması nedeniyle farklı okullarda okutulmak istenen bir çocuk oldu. Annesi tarafından gönderilmek istenen okul ve yetişmesi istenen insan figürüyle, babası tarafından istenenler tamamen zıt yapıdaydı.
1881 yılında dünyaya gelen Mustafa’nın büyümesi ve öğrenimini tamamlayarak kendi ayaklarının üzerine basması için çok çaba sarf edildi. İlk önce annesinin dediğinin olması sağlanmış olsa da, daha sonra babasının belirlediği okulda öğrenim görmeye başladı. Askeri kariyer öncesindeki okulları ise Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi olarak sıralanmaktadır. Daha sonra ise Selanik Askeri Rüştiyesi ise Atatürk’ün hayatı askeri alanda gelişmiştir.
Atatürk’ün Çocukluk Dönemi
Ali Rıza Bey, gümrük memuru görevini sürdürmüş ve ailesine o dönem için iyi bir yaşam sunmuştur. Zübeyde Hanım ise ev hanımı olarak çocuklarına iyi bir annelik yapabilmek için mücadele vermiştir. Yıl 1888’e geldiğinde, Selanik’te hayatını kaybeden Ali Rıza Bey’in ardından Mustafa, Naciye, Makbule ve Zübeyde Hanım, Rapla Çiftliği bünyesinde yaşamaya karar verdi. Daha sonra ise burada eğitimini sürdürmesinin mümkün olmadığı düşünülerek, Selanik’e halasının yanına gönderildi. Mustafa Kemal öğrenimini sürdürüp eğitimini tamamladığı dönemde Zübeyde Hanım da Ragıp Bey ile evlendi.
Atatürk’ün hayatı boyunca sakındığı ve değer verdiği insanlardan biri olan Makbule Hanım, Atatürk’ün iki kardeşinden biriydi. Diğer kardeşi olan Naciye, Mustafa Kemal’in 20 yaşına bastığı dönemde hayatını kaybetti. Ailesinden geriye sadece Makbule Hanım ile Zübeyde Hanım kalmıştır. Fatma, Ömer ve Ahmet isimli diğer kardeşleri ise küçük yaşta hayatını kaybetmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Askeri Hayatı
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı için askeri dönem 1894 yılında girişinin ardından başlamıştır. Mezuniyetinin ardından yüzbaşı olarak göreve başladığı tarih ise 11 Ocak 1905 olarak kayıtlara geçmiştir. Askerlik hayatında ilk girdiği okul 1894 yılında Selanik askeri rüştiyesidir. Bu okulu 4. Olarak bitirir ve Manastır Askeri İdadisine 1896 yılında başlar.
Bu okula devam ettiği esnada Osmanlı Yunan savaşı çıktığı için kaçar ve savaşa gönüllü katılım sağlamak ister fakat geri gönderilir. Okulunu 1899 yılında ikincilikle bitirir ve Harbiye’de öğrenim görmek için 1283 yaka numarasıyla kaydını yaptırır. 1902 yılında bu okulu da bitirir ve Erkan-ı Harp Akademisi için kaydını yaptırır. Harp Akademisi öğrenimini ise 1905 yılında yüzbaşı rütbesini alarak tamamlar.
Dönemin sorunlarını konuşmak için arkadaşlarıyla toplandıkları evde tutuklanır ve sürgün edilmek üzere farklı noktalara gönderilirler. Burada Mustafa Kemal’in ilk görev yeri ise sürgündeki Şam Beşinci Ordu olmuştur. 1907 sonuna kadar burada 2 yıl 9 ay görev yapmış, daha sonra ise Selanik 3. Ordu Komutanlığı bünyesinde görev almıştır. 6 Eylül 1909’a kadar, 2 yıl boyunca burada görev alacaktır. Enver Paşa ve Talat Paşa’nın gözüne batmaya başlayan Mustafa Kemal, o dönem çıkan Trablusgarp savaşı için bir nevi intihar görevine gönderilmiştir.
İsyanı bastırmak için 6 aylık Trablus görevinden döndükten sonra ise Selanik’te 2 yıl boyunca Piyade Alayı Komutanı olur. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı için dönüm noktası olan bir sonraki görev yeri yine Trablusgarp olacaktır. Bu sefer tekrardan ölüm görevine fakat çetelerle savaşması için değil, doğrudan İtalyan ordusuyla, yerli halkı organize ederek savaşması için gönderilir. Bir yıl Trablusgarp cephesinde yer aldıktan sonra beşinci görev yeri olan Çanakkale’de Gelibolu’ya geçer. Altıncı görev yeri ise Kasım 2013’de Sofya Ataşeliği olmuştur. Daha sonra yedinci görev yeri olarak Tekirdağ’a geçer ve Aralık 1915’e kadar burada kalır. Sonraki görev yerleri aşağıda sıralanmıştır. Aşağıdaki görev yerlerinin ardından ise ülkenin geleceğini sivil olarak kurtarmak amacıyla gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştır. Ülke genelinde halkı bilinçlendirmeyi hedeflemiştir.
- Çanakkale Savaşı
- Kafkas Cephesi
- Hicaz Cephesi
- Diyarbakır 2. Ordu
- Filistin Cephesi
- Halep Yıldırım Orduları Komutanı 1918
Ulu Önder Atatürk’ün Girdiği Savaşlar
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı özellikle 1893 yılında askeri kariyerine başladığı andan itibaren çalkantılı bir şekilde sürmüştür. Ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi durum, hem yabancı ülkelerle hem de iç siyasi çekişmelerden ötürü pek çok alanda yozlaşma oluşturmaktaydı. Girdiği savaşları sadece taktik yönünden incelemek mümkün olsa dahi, genel anlamda savaşlara giriş ve sonuçları bakımından incelenmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal’in bulunduğu savaşların ve isyan bastırma harekatlarının tümü aşağıda sıralanmıştır;
- 31 Mart Vakası 13 Nisan 1909 – İkinci meşrutiyetin ardından İstanbul’da toplanan kalabalığın bastırılması için 13 gün süren bir harekattır.
- Arnavutluk İsyanı 15 Ocak 1911 – İsyanın bastırılması için yola çıkan orduya komuta etmemiş, harekat ordusu bünyesinde yer almıştır.
- Trablusgarp Savaşı 29 Eylül 1911 – Mustafa Kemal’in askeri alanda çok önemli tecrübeler kazandığı ve ilk olma özelliğine sahip savaştır.
- İkinci Balkan Savaşı 1912- 1913 – Trablus’taki görevinin sona ermesinin ardından yurda dönmüş ve birinci balkanda yaşanan hezimetin ardından, Trakya’nın geri alınmasını sağlamıştır.
- Çanakkale Savaşı 18 Mart 1915 – Askeri dehasını ve birliklere komuta etme yeteneğini tüm dünyaya kanıtladığı savaş olması nedeniyle tarihe geçmiştir.
- Kafkas Cephesi 1916-1917 – Osmanlı toprağı olan bölgelerin düşman işgalinden kurtulması için savaşmış, bulunduğu cephelerde başarılı sonuçlar almıştır.
- Sina-Filistin Cephesi 1917-1918 – Alman komutanlar ile yaşanan fikir ayrılığı sonucu görevinden istifa etmiş, tenkit ettiği her durumda haklı olduğu ortaya çıkmış ve iadeyi itibar yapılmıştır.
- Kurtuluş Savaşı 1919 – 1923 – Ülke genelinde farklı milletlerle hem sivil hem de askeri harekatlar eşliğinde mücadele verilen büyük savaşa komuta etmiştir.
- Sakarya Savaşı 20 Ekim 1921 – Savaşları arasında, uzun mesafe geri çekildikten sonra orduyu toplayarak başarı kazanması nedeniyle son derece büyük bir öneme sahiptir.
- Büyük Taarruz 4 Mart 1922 – Yunan işgalinin son bulması ve anakaradaki tüm yunan düşman kuvvetlerinin yok edilmesi amacıyla yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı boyunca yaptığı en kalıcı etkideki son savaşı olmuştur.
Ulu Önder Atatürk’ün Hastalığı ve Vefatı
Mustafa Kemal Atatürk, içerisinde bulunulan dönemde ilaçla tedavi edilemeyecek pek çok travma yaratacak durumla karşı karşıya kalmıştır. Bizzat yönetilen savaşlar, aldığı her kararın binlerce insanın yaşamını ve geleceğini etkiliyor olması, psikolojik olarak yıpratmıştır. Bu durumu kendisinin de ifade ettiği ve anılarında yer verdiği üzere, alkol tutkusunun ne düzeye çıktığından anlamak mümkündür. Mutlu olmak veya bulunulan dönemde keyif yaşamak amacıyla gerçekleştirilen bir süreç olmadığı bilinmektedir. Atatürk’ün hayatı özellikle belirli dönemlerde artan alkol kullanımından ötürü, yıl 1937’ye gelindiğinde geri dönülemez noktaya geldi.
Mustafa Kemal’in siroz rahatsızlığı son yılında epey ilerlemiş, uygulanan hiçbir tedavide olumlu sonuç alınamamaya başlanmıştı. Bu durum üzerine özellikle uzun süre düşünülmüş ve vefatın yaklaştığı konusunda fikir birliğine varılmıştı. Vasiyetini hazırlamasıyla ilgili girişimleri de ölümünden sadece iki ay önce gerçekleşmiştir. Atatürk’ün son birkaç haftada yataktan kalkamaz hale geldiği söylentileri dolaşsa da, net olarak açıklama yapmaktan kaçınılmıştır.
Tarihler 1 Kasım 1938’i gösterdiğinde ise yeni dönem için meclis açılışı gerçekleşmiş, her seferinde katılan Atatürk, son açılışa katılamamıştı. Aradan geçen 9 gün boyunca bilinç kaybı, aşırı terleme, karaciğerin tamamen iflas ettiğine dair belirtilerin tümü görülmüştü. Takvim 10 Kasım 1938 olduğunda ise saat 09:05 olarak vefat saati teyit edilmiştir. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra, Atatürk’ün yaveri ve çocukluk arkadaşı olan Salih Bozok intihar etmiş, ağır yaralanarak hastaneye kaldırılmıştır.
Nutuk.com.tr - Özel Haber