Korona virüslerin, soğuk algınlığından, Orta Doğu Solunum Sendromu, ve Ağır Akut Solunum Sendromu gibi daha ciddi hastalıklara kadar çeşitli hastalıklara neden olan büyük bir virüs ailesi olduğunu hatırlatan Op. Dr. Ciğdem Karas, “Korona virüsler hayvanlardan bulaşarak insanlarda hastalık yapabilir. Halen henüz insanlara bulaşmamış olan ancak hayvanlarda saptanan birçok korona virüs mevcuttur.
Korona virüs enfeksiyonuna bağlı bu hastalık, 31 Aralık 2019' da Çin Wuhan’da ortaya çıkarak dünyaya yayılmıştır. Hangi hayvandan bulaştığı şu ana kadar net olarak tespit edilememiş olsa da hastalık insandan insana bulaşma özelliği nedeniyle hızla yayılmıştır” diyerek şu anda Türkiye’de de görülen hastalıktan korunmak için herkesin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan uyarılara azami ölçüde riayet etmesini önerdi.
“Sarılma ve öpüşme hariç, hayat tarzımıza uygun tavsiyeler”
Tedbir amaçlı yapılan bir açıklama ve tavsiyelerin aslında hayat tarzımıza uygun ve her zaman yapılması gereken şeyler olduğunu belirten Op. Dr. Çiğdem Karas, “Bizim öksürmeden hapşırmaya, el hijyeninden genel hijyene kadar önerilen tedbirlerin büyük çoğunluğu bizim yaşam tarzımıza uygun şeyler. Tek bir eksik yönümüz var, bizde aşırı samimiyet sıkı sıkı sarılma ve öpüşme geleneğimiz. Bunu de süreç boyunca askıya almamız gerekiyor” diyerek süreç boyunca herkesin daha dikkatli olmasını istedi.
“Gebelikte daha şiddetli seyreder”
Gebelikte solunum yolu enfeksiyonlarının, gebeliğin kendi fizyolojisinden dolayı daha şiddetli seyrettiğini kaydeden Karas, “Ancak coronovirus tespit edilen gebelerde durum böyle olmamıştır. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre şu ana kadar teşhis konan 150 gebenin sadece 8 tanesinde hastalık şiddetli seyretmiştir. Henüz vaka sayısı kesin konuşmak için yeterli olmasa da şu ana kadar doğan bebeklerin hiçbirinde coronovirus saptanmadığı için anneden bebeğe, anne karnında ya da doğum anında geçiş olmadığını göstermektedir.
Aynı şekilde anne sütünde de virüs saptanmamıştır. Bu sonuçlar şimdilik gebeliğin geç haftalarını kapsamakta, gebeliğin erken haftalarında bulaş olursa geçiş olup olmayacağını henüz bilmiyoruz. Ancak bu gebeler doğum yaptığı zaman bileceğiz. Doğum şekli konusunda net bir öneri yoktur. Serilerde doğumlar büyük ölçüde sezaryenle yapılmıştır. Vajinal sekresyonun bebeğe geçiş riski oluşturduğuna dair bir kanıt yoktur. Anestezi için epidural yada spinal anestezi tercih edilmeli, genel anesteziden genel olarak kaçınılması önerilmektedir” diye bilgi verdi.
Korona virüslü bir annenin doğum yaptığında bebeğinden 14 gün boyunca ayrı kalması huşunun multidisipliner bir yaklaşımla kar zarar hesabı yapılarak karar verilmesi gereken bir durum olduğunu da belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas, “ Bebeğinize, biberonlara veya sağma pompalarına dokunmadan önce mutlaka el yıkanmalı. Bebeği memede beslerken, yüz maskesi takılmalı.
Her kullanımdan sonra pompaların temizlenmesi için gerekli öneriler izlenmeli. Sağılmış sütün bebeğe verilmesi konusunda tecrübeli birinden yardım istenmelidir. Gebelerin korona virüsten korunması için yapması gerekenler diğer kişilerle aynıdır” diyerek bu süreçte kulaktan dolma bilgilerle değil bizzat uzmanlardan alınan bilgilerle hareket edilmesini önerdi.